Yaşam

“Duvarlar ve Ötesi” Sergisi Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nde Açıldı

İnsanlık tarihi kadar eski duvar dekorasyonu,

Dokumanın en eski haliyle buluştuğu “Duvarlar ve Ötesi” sergisi

farklı koleksiyonlardan yüz ondan fazla gobleni bir araya getiriyor.

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi – Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine Sabancı Vakfı tarafından restore edilerek müze ve sanat galerisine dönüştürülen Dilek Sabancı Galerisi, “Duvarlar ve Ötesi”standını açtı.

En eski dokuma biçimlerinden biri olan duvar dokumacılığının yanı sıra fresk, mozaik gibi çeşitli mimari süslemelerin mağara fotoğraflarından başlayarak tarihsel gelişiminin anlatılması, yerleşik hayata geçişle birlikte duvar süsleme içgüdüsünün anlatılması. Duvarlar ve Ötesistand, farklı koleksiyonlardan yüz ondan fazla duvar halısını bir araya getiriyor.

Duvarlar ve ÖtesiMardin standı için 9 Aralık 2022 Cuma günü Mardin Valisi ve protokolünün katılımıyla açılış töreni düzenlendi.

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Dr.hc Dilek Sabancı Açılış töreninde şunları söyledi: “Mardin’in yüzyıllar boyunca biriktirdiği kültürel birikime katkıda bulunmak istedik ve 2009 yılında Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nin açılışını yaptık. Galerimiz bugüne kadar 10 stant ağırladı. Burada açtığımız Duvarlar ve Ötesi standı, bizi insanlık tarihinin ilk zamanlarından günümüze dokuma yolculuğuna çıkarıyor. Medeniyetlerin doğduğu Mezopotamya’nın kadim şehri Mardin ile bu sergiyi buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan “Sabancı Vakfı olarak yaklaşık yarım asırdır toplumsal gelişime katkı sağlamak için hareket ediyoruz; Türkiye’nin 7 bölgesinde ve hemen her ilinde kalıcı eserler bırakmak için çalışıyoruz. Ülkemize, projelerimizden yararlanan bireylere ve eğitime sürdürülebilir katkılarımızın başarılı ve maliyetli yansımalarını görmekten gurur duyuyoruz. Eşsiz tarihi ile kültürlerin buluşma noktası olan Mardin, Vakfımız için çok değerli bir yere sahiptir. 16 yıldır yürüttüğümüz hibe programı ve 14 yıldır devam eden Fark Yaratanlar programı kapsamında destek verdiğimiz projelerle Mardin’de çok değerli çalışmalara imza attık. Ayrıca Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Sabancı Mardin Kız Öğrenci Yurdu da hem kültür sanata hem de eğitime kazandırdığımız değerli kalıcı çalışmalarımızın ortasında yer alıyor.” söz konusu.

Sakıp Sabancı Müze Müdürü Dr. Nazan Ölçer Stantla ilgili yapılan açıklamada; “Mardin’de gerçekleştirdiğimiz stantların ortasında bizi en çok heyecanlandıran proje ile burada olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Mardin’i yansıtan, tarihi mağara duvar fotoğraflarına kadar uzanan bir konuyu gündeme getiriyoruz. Duvarlar ve Ötesi standını planlarken kendimize şu soruları sorduk: Duvarlar neden süsleniyor, ressamlar, heykeltıraşlar, Picasso ve Miro gibi fotoğrafçılar neden duvar halısı yapmaya ihtiyaç duydu? Camilerimizi eşsiz kılan çiniler beyaz duvarların yerini ilk ne zaman aldı? Mardin’deki kiliseler, onları farklı kılan duvarlarıyla hepimizi başka bir dünyaya götürmüyor mu? Bizim geleneğimizde de var olan duvarları boş görmeme isteği insanlık kadar eskidir ve muhtemelen geleceğe iz bırakma dürtüsüdür. Sanatçıların kendilerini başka malzemeler üzerinde deneme, görme ve daha fazla kişiye ulaşma isteği… Tüm bunlar bizim duruşumuzu şekillendirdi. Birçok özel koleksiyon taraması yaptık. Mardin yöresinden, evlerden, kiliselerden, Ezidi köylerinden halılar da getirdik. İstanbul Harbiye Radyosu’nda duran ve ziyaretçileri karşılayan Özdemir Altan’ın iki dev duvar halısı, Mardin’deki müzemizde ilk kez kurum dışında sergileniyor. Vahap Avşar, Belkıs Balpınar, Burhan Doğançay, Gülsün Karamustafa, Zeki Faik İzer, Tulga Tollu ve Gültekin Çizgen gibi sanatçılar tarafından klasik Türk halısı dokuma yöntemiyle yapılan çağdaş halı tasarımlarının ziyaretçilerimizi şaşırtacağına inanıyorum.

Duvarlar ve Ötesi Bir yanda inanç korkusu ve klasik tekniklerle üretilmiş anonim duvar halılarını, diğer yanda güncel tasarım figürlerini içeren ve çağdaş yöntemlerle üretilmiş örnekleri sunuyoruz. Yine bir birliktelik… Tıpkı Mardin gibi… Mardin’in tarih boyunca anılarını da içinde barındıran standımızın oluşumunda, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nin genç müdürü Fırat Şahin, Sabancı Vakfı ve ona destek olan koleksiyonerler ve her zaman üslubuyla sanatın himayesi, bize en hoş geldiniz hissettirdi. Bizi çalışmaları yapmaya teşvik eden Dr. Dilek Sabancı’ya çok teşekkür ederim.” söz konusu.

Sakıp Sabancı Kent Müzesi – Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde “Duvarlar ve Ötesi” standı Salı’dan Cumartesi’ye 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Stand 30 Nisan 2023 tarihine kadar açık kalacak.

DUVAR HALI…

Antik Yunan ve Roma’da üst sınıfın villa ve saraylarında sosyal statüyü gösteren, günlük hayat ve doğayı konu alan fresk ve mozaikler, zengin goblen dokuma geleneğinin ipuçlarını taşır. 1400’den itibaren duvara asılan fotoğraf duvar halıları, Avrupa’daki aristokrasinin değerli bir parçası haline geldi; soylular, saraylarını ve şatolarını döşemek için yanlarında duvar halıları alarak topraklarında seyahat ettiler. Goblenin taş duvarlı odaları ısıtmaya yardımcı olduğu söylense de en önemli işlevi sahibinin zenginliğini ve sosyal konumunu ortaya çıkarmak olmuştur. Daha sonra duvar halısı olarak anılacak olan bu dokumalar bir anlamda fresklerin yerini alarak hareketli ve görkemli eserler haline gelir.

Rönesans döneminde muhteşem bir odanın en değerli dekoratif unsuru duvar dokumalarıydı. 18. yüzyılda Avrupa duvar halılarında geçmişte dokunan değerli fotoğraf ve eserler kopyalanmakta, 19. yüzyılda Avrupa’da her alanda moda olan Oryantalizm duvar halılarında da görülmektedir. 1920’ler ve 1930’larda Bauhaus figürleri, 1932’de ise Pablo Picasso, Georges Braque, Henri Matisse, Fernand Léger, Joan Miró ve mimar Le Corbusier gibi değerli isimler çalışmalarını tuvallerle sınırlamaz, tekstillere de uygular, böylece seramikte olduğu gibi sanatta da yeni bir alan. açılır. 1950’li yıllardan itibaren tasarımcılar, klasik üretim biçimlerine yeni yorumlar getirerek, klasik duvar halılarından koparak yeni sanatın içinde konumlanan eserler ortaya koymuşlardır.

Tarih boyunca goblen dokuma, üst ve aristokrat sınıflara mahsus bir sanat olmuştur. Kırsal kesimlerde ve küçük yerleşim yerlerinde goblen dokumacılığı halk sanatına farklı bir şekilde yansır. Halı ve kilimler, keçeler, takvimler ve masallardan, efsanelerden, el işlemeleri ve dokumalardan sahnelerin yer aldığı fotoğraflar duvarlarda yerini alırken, kutsal toprakların ve özlenen coğrafyaların fotoğrafları unutulmaz. Konutların, bazen de kamusal alanların ve yapıların duvarlarını süsleyen halılar ve süslemeler, toplumsal değişimlere uğrar. İnanç, beğeni ve imrenmeyi yansıtan malzeme ve tekniklerle işlenerek günümüze ulaşıyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu